0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçmişten günümüze oldukça rağbet gören fotoğraf, şu anda vazgeçilmezimiz olmuş durumdadır. Her birimizin cebine kadar girebilen kameralarla, bugün her anımızı fotoğraflama imkânımız bulunuyor. Gelişen teknoloji ile abartılı büyüklükteki makinalar, günümüzde farklı bir boyuta geçerek ceplerimize kadar sığıyor.

Her ne kadar da fotoğraf makinesinin icadının 1839 yılı olduğu bilinse de aslında M.Ö. 4. Yüzyılda Aristoteles’in Problem adını verdiği çalışmasında, iğne deliğinden gördüğü görüntüyü yorumlarken, fotoğraf makinesinin atası olan Camera Obscura’nın temellerini atmış oldu.

Fotoğraf makinesinin ve en önemlisi de fotoğrafın ne kadar zor şartlarda bulunabildiğini düşünebiliyor musunuz? Düşünsenize; geçmişte mağaralarda yaşayan insanların duvarlara yaptığı şekiller, fotoğrafa ve etrafımızdaki bazı objeleri resimlendirmeye ve fotoğraflamaya ihtiyacımız olduğunu nasıl da kanıtlamış…

Fotoğrafı bulmak! Onu bulmaya çalışırken ne düşünmüştü acaba mucit? Akıllara beyin yakan sorular geliyor tabiki… Düşünsenize adamın biri küçücük bir iğne deliğinden yansıyan görüntünün karşıya ters bir şekilde düşmesini yorumlayarak, günümüzde olmazsa olmazımız olan bir olgunun temellerini atıyor. Küçücük bir iğne deliğinin hayatımızı bu denli değiştirebileceğini düşünebilir miydiniz?

İnsanlık çok farklı dönemlerden geçmiş. Örneğin cebimizden telefonu çıkarıp kamerasını açıp fotoğraf çekmeye üşendiğimiz zamanlar oluyor. Zamanında insanlar saatlerce bir odanın içinde iğne deliğinden sızan fotoğrafı yorumlamaya çalışmışlar. Zamanla fotoğraf makinesi icat edilmiş ve bir fotoğraf çekebilmek için birçok işlem gerekmiş. Düşünsenize fotoğraf makinesini elinize alıyordunuz, filmini yerleştiriyordunuz, film bitince de onu birkaç yıkama işleminden geçirip sonra karta bastırıyordunuz. Şimdi ise, iletişim aracımız olan telefonların içerisine entegre ve bizi olduğumuzdan da farklı gösteren kameralara sahibiz.

Fotoğraflamak, çoğumuz için deklanşöre basmaktan ibaret olsa da bir çoğumuz için de gözümüzle gördüğümüz görüntünün aynısını kadrajımıza almaktır. Anı yakalamak, ışık efektleri, enstantene, diyafram, ISO vb. terimler bir fotoğrafçının olmazsa olmazlarıdır.

Fotoğraf adına bugüne kadar birçok çalışmalar yapıldı. Özellikle günümüzde SLR, DSLR ve Aynasız fotoğraf makineleri mevcut ve her birinin çok farklı işlevleri bulunuyor. Tabi bu makinelerin her biri fotoğraf adına yapılmış en büyük icraatın göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Gördüğümüz görüntünün bir kısmını kadrajımıza almaya yarayan yarı profesyoneller ve yüzde yüz görüntüyle çalıştığımız tam profesyoneller…

Günümüz teknolojisiyle, fotoğraf adına bu kadar çok şey yapılmışken, fotoğrafı derinlemesine araştırıp daha güzel malzeme elde etmekte fayda var… Durum böyle iken, küçük araştırmalar sonucu, hangi makinenin daha iyi performans sağladığı, fotoğrafın nasıl bir esere çevrilebileceği birkaç araştırma sonucunda karşımıza çıkabilir. Bugün kameralar günümüzde, her birimizin ceplerine kadar girdiyse ve sürekli, günlük kullandığımız bir obje halini aldıysa, konuyla alakalı biraz daha bilgi sahibi olmakta fayda var. Zaman kaybetmeden birkaç fotoğraf terimi öğrenmek, teknolojiyi doğru yönde kullanmak için atılmış en iyi adımlardan bir tanesi olur.